7262 Sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanunu’nun Hamiline Yazılı Pay Senetlerine İlişkin Hükümlerinde Gerçekleştirilen Değişiklikler

31.12.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7262 sayılı Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine ilişkin Kanun (“Kanun”) ile birlikte hamile yazılı pay senetlerine ilişkin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) hükümlerinde önemli değişikler meydana gelmiştir. Öncelikle, yeni düzenleme ile birlikte hamiline yazılı pay senedi sahiplerine Merkezi Kayıt Kuruluşu’na (“MKK”) senetlerini kaydetme zorunluluğu gelmiştir. Bu doğrultuda, TTK’nın 489. maddesi aşağıda yer alan şekilde değiştirilmiştir:

“(1) Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılacak bildirimle hüküm ifade eder. Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz.

(2) Hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılan bildirim tarihi esas alınır.

(3) Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtlar, ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır.

(4) Hamiline yazılı pay senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmesi ve kaydedilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu kapsamda alınacak ücretler Ticaret Bakanlığınca çıkarılan tebliğle belirlenir.”

Söz konusu madde değişikliği ile anonim şirketlerde hamiline yazılı pay senedi devralan kişi veya kurumlara Merkezi Kayıt Kuruluşu’na bu hususta bildirim yapma yükümlülüğü getirmiştir. Söz konusu yükümlülüğe uyulmaması halinde ise pay sahibi TTK nezdinde sahip olduğu paya bağlı hakları kullanamayacaktır. Bununla birlikte, hamiline yazılı pay sahiplerine dair tüm kayıtlar MKK nezdinde saklanacaktır.

Söz konusu değişiklik öncesinde hamiline yazılı pay senetlerinin devri yalnızca zilyetliğin devri ile gerçekleşmekte ve ilave bir işleme ihtiyaç duyulmamaktaydı. Bununla birlikte, yeni hukuki düzenlemeler uyarınca zilyetliğin devri sonrasında MKK’ya gerçekleşen devir işlemine ilişkin bildirim yeni hisse sahibi tarafından yapılacak ve bildirim tarihi itibariyle hissedar, hissesine bağlı hakları kullanabilir hale gelecektir. Buna karşılık, bildirimin yapılmaması halinde de Kanun’un öngördüğü yaptırımlar bulunmaktadır. MKK’ya hissedar tarafından gerekli bildirimlerin yapılmamasının sonucunda hissedarın paya bağlı haklarını kullanamaması yaptırımına ek olarak, Kanun’un 33. maddesi uyarınca bildirimde bulunmayanların beş bin Türk Lirası idari para cezası ile cezalandırılacağı öngörülmüştür.

Öte yandan, bu düzenleme ile uyumlu olarak, Kanun’un 31. maddesi aracılığıyla TTK’nın 486. maddesinde de değişiklik yapılmıştır:

Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgiler, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilir.”

Söz konusu madde pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin olsa da, hamiline yazılı senet sahiplerine getirilen yeni yükümlük ile paralel olarak, ilgili maddeye hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması halinde hissedarlara dağıtılması öncesinde anonim şirket tarafından MKK’ya bildirim yapılması yükümlülüğü de eklenmiştir. Yukarıda bahsi geçen idari para cezası yaptırımına benzer olarak, bu bildirimin yapılmaması halinde de, Kanun’un 33. maddesi uyarınca bildirimi yapmamış kişilerin yirmi bin Türk Lirası tutarında idari para cezası ile cezalandırılacağı belirlenmiştir.

İlaveten, Kanun’un kabulü öncesinde hamiline yazılı pay senetlerine ilişkin bilgilerin MKK’ya bildirimi uygulaması bulunmadığından, mevcut hamiline yazılı senetler için ilgili yükümlülüklerin tamamlanması için süre tayin edilmesi amacıyla TTK’ya Geçici Madde 14 eklenmiştir. Söz konusu madde metni aşağıda yer aldığı şekildedir:

(1) Hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, 31/12/2021 tarihine kadar Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmek üzere pay senetleri ile birlikte anonim şirkete başvurur. Başvuru üzerine anonim şirket yönetim kurulu, beş iş günü içinde hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgileri Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirir. Pay sahipleri anonim şirkete başvurmazsa bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli başvuru yapılıncaya kadar kullanamaz.

(2) Birinci fıkra uyarınca başvuruda veya bildirimde bulunmayanlar 562 nci maddenin onüçüncü fıkrası uyarınca cezalandırılır.

Bu itibarla, ilgili madde uyarınca mevcut durumda hamiline yazılı pay senedi sahibi olanların, MKK’ya usulüne uygun bildirimin yapılması amacıyla pay senetleri ile birlikte pay sahibi oldukları anonim şirkete başvurması gerekmektedir. Akabinde, anonim şirket yönetim kurulu beş iş günü içerisinde pay sahiplerini ve pay bilgilerini MKK’ya bildirmekle yükümlüdür. Yukarıda yer alan idari para cezası yaptırımı bu bildirim açısından da söz konusu olacak ve söz konusu bildirimi yapmayanlar yirmi bin Türk Lirası tutarında idari para cezası ile cezalandırılacaklardır.

Söz konusu hukuki düzenlemelerin getiriliş amacına bakıldığında, Kanun’un 1. maddesi uyarınca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usullerin düzenlenmesi olarak esas alındığı anlaşılmaktadır. Kanun’un amacı ile getirilen düzenlemelerin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, Kanun’un kabulü öncesinde TTK hükümleri tahtında hamiline yazılı pay senetlerine ilişkin bilgilerin pay defterine kayıt zorunluluğunun bulunmadığı dikkate alındığında hamiline pay senedi sahiplerinin takibi oldukça güç olduğundan, kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının etkin biçimde önlenmesi hususunda hamiline yazılı pay senetleri sahiplerinin takibi ve kontrolü açısından bu yönde düzenlemelere ihtiyaç duyulmuş olabileceği kanaatindeyiz.

Sonuç olarak, özellikle mevcut ve/veya müstakbel hamiline yazılı pay senedi sahiplerini ilgilendiren ilgili mevzuat değişikliklerinin takibinin yapılması ve uyum sağlanmasının hissedarların hissedarlık haklarını kullanabilmesi ve herhangi bir idari yaptırıma maruz kalmaması adına oldukça önem teşkil ettiğini belirtmekte fayda görüyoruz.

Recent Publications